Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine yönel. (94/7-8)
Allah düşmanlarıyla size düşman olanları ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz, fakat Allah'ın bildiği düşmanları korkutmak için onlara karşı kullanmak üzere gücünüz yettiği kadar kuvvet ve besili at hazırlayın. Allah yolunda ne harcarsanız size karşılığı tamamıyla ödenecektir ve asla zulme uğratılmayacaksınız. (8/60)
Yaptıklarının bir kısmını tatsınlar diye insanların kendi ellerinin kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Umulur ki onlar hakka dönerler. (30/41)
Ve onlar ki, yalan şahitlik etmezler, boş bir şeye rastladıkları zaman vakar ile (oradan) geçip giderler. (25/72)
Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. (23/3)
Nihayet hac ibadetlerinizi bitirdiğiniz zaman, önceleri babalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla Allah'ı anın. İnsanlardan kimisi: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver!" der. Onun için ahirette hiçbir kısmet yoktur. Yine onlardan: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada bir güzellik ve ahirette de bir güzellik ver ve bizi ateş azabından koru!" diyenler vardır. İşte onlara kazandıklarından bir nasip vardir. Allah, hesabı pek çabuk görendir. (2/200-202)
“Hiç ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli ol.” (Câmiu’s-Sağîr, II/12, Hadis No: 1201)
"Sizden hiç kimse, maruz kaldığı bir zarar sebebiyle, ölümü temenni etmesin. Mutlaka onu yapmak mecburiyeti hissederse, bari şöyle söylesin: 'Rabbim! Hakkımda hayat hayırlı ise yaşat. Ölüm hayırlı ise canımı al.' " (Buhârî, Merdâ, 19)
"Mü'min kişinin ömrü, onu hayırca ziyadeleştirir." (Kütüb-i Sitte Terc. 5/7)
Yorumda iki asılsız iddia öne çıkmaktadır. Birincisi, başa gelen felâketleri önleyici şeyleri düşünmemek, ikincisi ise amacın bir an önce ölmek olmasıdır.
İslâm:
Bir an önce ölüp gitmek istemek ise İslâm'da hoş görülmeyen bir durumdur. Müslüman, çok zorda kaldığında, bir hastalık veya başka bir şey nedeniyle zorluk çektiğinde dahi ölümü temenni etmesi men edilmiş; Allah'tan hangisi hayırlı ise onu vermesini dilemesi istenmiştir.
İnsanoğlunu amaçsızlığa, boşvermişliğe sürükleyen ve hayata karşı ilgisini öldüren asıl şey, rastgele meydana gelmiş değersiz canlılardan olduğumuzu düşünmektir. Bu inanca sahip insanlardan kimi, hissettiği bu boşluk nedeniyle pespaye bir hayat yaşarken, psikiyatri ilaçlarıyla ayakta dururken veya intihar yolunu seçerken; diğer bir kısmı da nefislerinin arzuları için dünyayı bir yangın yerine çevirmekte, kadın-çoluk-çocuk demeden katletmekte, doğayı ve yaşamı mahvetmektedir.
Başa gelen kötülüklerin Allah'tan olduğuna inanmak, insanoğlunun kendine en başta manevi olarak çeki düzen vermesini, yeryüzünü ifsat etmekten geri durmasını sağlar. Devamında ise daha yaşanabilir, daha adil ve daha güzel bir dünya için çalışmak Müslümanların görevlerindendir.